Arka cepte fiyakalı bir sustalı, Roman dediğin
düelloya tutuşmalı, Kolera Sokağı’nda mesela ağır ağır oynamalı
Köpürt balonu Gıli Gıli Salih, bunu da köpürt… bunu geç, bunu da, durma “bir vurgun bu sevda”
Yönetmenliğini Mustafa Altıoklar’ın yaptığı Ağır Roman tam 18 yıl önce bir Kasım gününde gösterime girmişti.
Ona “Cervantes’in Yeğeni” dendi, bu isimle bir kitap da yayımlandı. Metin Kaçan, Türkçenin ele avuca gelmez çocuğu olarak Ağır Roman’ı, Fındık Sekiz’i, Harman Kaplan’ı, Adalara Vapur’u yazdı, sonra da kendi gitmeye karar verdi. Hayatında suç ve cezaevi oldu; kir pastan uzak durmayacağını söyledi, söylemezse de ima etti. Kayseri İncesu’da başlayan hayatı, İstanbul’un Boğaz Köprüsü’nde son buldu.
Ağır Roman’ı, hakiki bir dil şöleni olarak Türkçeye hediye etti.
Yolunuz düşerse eğer Kolera Mahallesine Arap Sado’ya selam edin.